Zenginlik kavramı herkes için farklı şeyler ifade etse de aslında hayatta gerçekten zengin ve mutlu olmak istiyorsanız, önce kendi üzerinizde daha fazla çalışmayı öğrenmeniz gerekir. Evet, kişisel gelişimden bahsediyoruz. Üstelik bu çalışma rutini yani kişisel gelişim denen olgu bir ömür boyu devam eder. Her bir adımda dönüştüğünüz şey, o ana kadar elde ettiğiniz şeylerin en önemlisidir. Sizce de öyle değil mi? Bugün sahip olduğunuz her şey aslında geçmişte yaşadıklarınıza bağlıdır.
Kişisel Gelişim Bir Meydan Okumadır
Kişisel gelişim olgusu, kişinin içindeki en itici güçlerden birisi yani aslında bir meydan okumadır. Bu türlü bir meydan okuma duygusu geliştirilemezse, aslında herhangi bir kazanım da olamaz. Hayat da bundan ibarettir. Hayat yolunda değer görmek için öncelikle kendimizi ve becerilerimizi geliştirmek için mücadeleye devam etmek, yani her şeye meydan okumak gerekir. Daha sonra bu bilgi ve becerilerin ortaya çıkarılması ve bizim için neler getireceğini görmek gereklidir.
Yeni alışkanlıklara kolayca adapte olamadığımız bir gerçek olsa da bunların geliştirilebileceği konusunda hemfikiriz. Bazen herhangi bir yönde bir atılım yapmak ve belli bir momentumu yakalamak kolay olmasa da mümkündür. O çok bilinen ünlü söz gibi: “Başarı, %10 ilham ve %90 çabadır.” Bu nedenle kitap okumak, yeni beceriler kazanmak, kendinizi hep bir adım öteye taşımak, zihinsel egzersizler yapmak ve kendinizi her türlü değişime ve alışkanlığa hazırlamanız gerekir.
Herhangi bir alanda ilhama sahip olmak iyi bir şey olsa da ilham ile birlikte disiplin de gelmelidir. Motive olmak, o sizin bir parçanız oluncaya dek güzel bir şeydir. Bunların her biri kolay olmasa da bir kez kazanıldığında geliştirilecek ve giderek büyütüleceğinden, hayatta sahip olunabilecek kazançlar, eşitlik ve değer kavramları üzerinde belirleyicidir.
Kişisel Gelişimin 3 Bölümü
Kişisel gelişimi temelde 3 ana kısma ayırabiliriz. Bunlar:
1. Manevi gelişim
Bazı insanlar, dünya üzerindeki kişilerin gelişmiş bir hayvan türü olduğuna inansa da insan aslında benzersiz bir varlıktır. Bu bağlamda özellikle insanın sahip olduğu manevi nitelikler, diğer tüm yaratılanlardan farklıdır. Doğumdan itibaren ciddi anlamda amatör olan insanoğlu, yaşamın ilerleyen safhalarında büyüme ve değişime maruz kalır. Bu süreçte de manevi ve etik değerler, zenginlik ve mutluluk arayışının altındaki güçlü bir temeldir. Bu nedenle kişisel gelişimin manevi kısmı da atlanmamalı, insan doğasının manevi kısmının da bir öğrencisi olmak gerekir. Bu anlamda da her daim daha çok okumak, insana eşi bulunmaz değerler katacaktır.
2. Fiziksel Gelişim
Beden ile zihnin bir arada çalıştığı bilinen bir gerçek. Zihnin, herhangi bir konuda çok çaba gösterecek dayanıklılığa sahip olması vücudun mümkün olduğunca iyi durumda olmasına bağlıdır. Bu anlamda vücuda bir tapınak gibi davranılması gerekir. Bilindiği gibi, tapınaklar kutsaldır ve daima en iyi şekilde korunur ve özen gösterilir.
Yaşamak zorunda olduğumuz tek ev aslında fiziksel bedenimizdir. Fiziksel refahın da temel göstergesi olan vücut sağlıdır. Kendinizi fiziksel olarak iyi hissederseniz, benlik duygunuz ve özgüven sorunlarınız da ortadan kalkar. Peki, vücut sağlığı için öncelikli olan egzersiz programına sahip misiniz? Eğer halen bir egzersiz programınız yoksa, hemen kendinize iyi bir antrenör bulun ve egzersiz yapmaya başlayın. Diğer yandan yediklerinize de dikkat ettiğinizden emin olun. Hem zihninizi hem de vücudunuzu korumak adına alanında iyi birer kaynak olan kitapları okuyabilir, yaşam boyu sürdürebileceğiniz sağlık planını oluşturabilirsiniz.
3. Zihinsel gelişim
Kişisel gelişimin üçüncü adımı ise zihinsel gelişimi desteklemektir. İyi düşünme alışkanlıkları edinmek, çalışkan olmayı bir rutin haline getirmek, yeni fikirleri takip etmek ve tüm bunları davranışlara entegre edebilecek yollar bulmak gerekir. Bu sürecin tamamına zaten “zihinsel egzersiz (mental strecth)” adı verilir. Yüksek zihinsel becerilere sahip olmanız, çoğu insanın odaklanamadığı fikirleri bulmanız ve zihinsel alanda olağanüstü yetenekler sergilemeniz için gerçekten zihninizi germeye ihtiyacınız olabilir. Bu bağlamda kendinizi ve zihninizi zorlamaktan korkmayın. İşin içine girip de beceriden beceriye koştuktan sonra bu iş sandığınızdan çok daha kolay olabilir.
Zihni geliştirmenin bir diğer alternatifi de olayların öteki kısmını görebilmektir. Politik, ruhsal, fiziksel ya da davranışsal bir arenada tartışmaktan, fikir alışverişi yaparken olayların diğer kısmına odaklanmaktan korkmamanız gerekir. Zihin olarak güçlü olursanız tüm karşıt fikirler ile başa çıkabilir, karşınızdaki insanları değerlendirerek aynı fikirde olmasanız bile kendi tarafınıza çekecek argümanlara odaklanabilirsiniz. Aslında tüm bu süreç sizin zihin gelişiminizin bir parçası olabilir.
Son olarak zihinsel gelişimin temel anahtarlarından biri de hayal etmektir. Hangi becerilerinizi geliştireceğinizi, hangi iç görülere sahip olabileceğinizi ve tüm bunlarla nasıl bir insana dönüşebileceğinizi hayal etmeyi hiç denediniz mi?
Kişisel Gelişimde 4 Temel Adım
Kişisel gelişim arayışında başarılı olmak için dört temel adımı geliştirmeniz gerekir.
1. İyi Fikirler
Fikirler, her ne ve kim olursa olsun bir varlığın ana yaşam tohumlarıdır. Daha iyi bir yaşam ancak daha iyi fikir arayışı ile oluşabilir. Bu nedenle bilgi arayış alışkanlığınızı hiç bırakmamanız gerekir. Yeni fikirler bulmak bazen hayatınızı bile değiştirebilir. Sosyal fikirler, iş fikirleri, kişisel fikirler, politik fikirler, aile fikirleri, sağlıklı fikirler ve daha nicesi… Ve elbette aklınıza gelen bu fikirleri de unutmamanız gerekir. O halde günlük tutmaya ne dersiniz? Gerçekten de “iyi fikirler günlüğü” adı altında bir defter tutabilirsiniz. Her an her yerde aklınıza gelen şeyleri minik bir kağıt parçasına not alabilir, günlüğünüze geçirebilirsiniz. Böylece fikir kataloglama, gözden geçirme ve her an ulaşabilme adımlarını dengede tutmuş olursunuz.
2. İyi Plânlar
Plânlar, herhangi bir süreçte fikirleri doğuran temel olgulardır. Bu nedenle de iyi planların öğrencisi olmak gerekir. İyi yapılan plânlar, fikirleri hayata geçirebilir. Buna karşın plansız ilerleyen fikirler, başarılı bir ressamın duvarda asılı olan ancak hiç kullanmadığı bir fırça gibi değersizdir. Asla maddesel bir oluşuma neden olamaz. O sebeple mutlaka iyi plânların yaratıcısı olmak için çabalamak gerekir.
3. Zamanla Başa Çıkmak
Hemen hepimiz, kişisel gelişim sürecinin tamamında zamanla başa çıkmayı öğrenmek zorundayız. Aslında hayatın temel zorluklarından biri de beklemeyi öğrenmektir. Gerçekten de başarılı olmanın yarısı sabırlı olmak yani zamanın geçmesini beklemektir. Başarılı biri haline gelmek ve bir kariyer inşa edebilmek zaman alan bir süreçtir. Belli bir konuda değişiklik yapmak zaman alır. Benzer şekilde büyümek, öğrenmek, değişmek, gelişmek ya da üretmek zaman alıcı faaliyetlerdir. Bu sebeple kendinize zaman tanımayı öğrenmeniz gerekir. Bazı yeni atılımlar için sabırlı olmak ve zamanını beklemek, nihayetinde istediklerinizi elde etmek, kendinize ve sürece zaman vermenizden geçer.
4. Problem Çözebilmek
Başarı demek aslında sorunları çözebilmek demektir. Hayatta karşınıza aile sorunları, iş sorunları, kişisel sorunlar, finansal sorunlar ya da duygusal sorunlar gibi pek çok problem çıkabilir. Herkesin az ya da çok bir sorun listesi vardır. Ancak sorunları çözme yeteneği, girişimciliğin başladığı yer olarak kabul edilir. Dünyanın en başarılı insanlarından biri olan ve Ay’a ilk ayak basan Neil Armstrong da başarının sorun çözebilmekten ibaret olduğunu ortaya koymuştur. Birinci sorun, “Ay’a nasıl gidilir?” ve ikincisi sorun ise “Ay’dan nasıl geri dönülür?” sorunlarına yanıt bulmuştur. Aslında çok basit görünüyor değil mi? Ancak her iki sorunu da çözünceye kadar gitmediğinden bahsetmiş ve karmaşık olsa da sorunları çözebilmenin kendisine başarı getirdiğini belirtmiştir.
Elbette yaşamdaki pek çok sorun karmaşık olabilir. Ancak tek bir parça halinde çözemiyorsanız, sorunu ya da sorunları parçalara ayırmayı deneyebilirsiniz. Böylece bir parçayı çözdükten ve o konuda ustalaştıktan sonra, diğer sorun parçacıklarına geçebilir ve en son da hepsini bir araya getirerek genel sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.
Problemleri çözmede zorlanıyorsanız, şu 3 temel soruya yanıt arayabilirsiniz.
3 Temel Soru
1. Ne yapabilirim?
“Sorunu çözmek için ne yapabilirim?” sorusuna hemen 2 adet yanıt bulun ve bir kağıda yazın. İlk yazdığınız cevap, o sorun için geliştirdiğiniz temel çözüm fikridir. İki numaralı cevabınız ise potansiyel yani bir olasılık çözümüdür. Benzer şekilde üçüncü, dördüncü ve varsa beşinci cevaplar da birer olasılıktır. Tüm çözümleri tek tek analiz edin ve sonuçlarını etraflıca düşünün. Üç numara mı? Uzun sürebilir dediysen, atla. İki numara? Beraberinde başka sorunlar getiriyorsa atla. Bu tür çözüm aşamalarında genellikle ilk cevap uygulansa da, kağıda yazarak etraflıca düşünüldüğünde her zaman doğru bir yanıt bulunacaktır.
2. Ne okuyabilirim?
Problem çözümünün ikinci adımı olası çözümler hakkında fikir geliştirmek için okumaktır. Bu kapsamda yazılan kitaplar mutlaka olabilir. Belki de birileri sizden önce sizin de sahip olduğunuz sorunun çözümünü bulmak adına bir ömür harcamış olabilir. Eğer problemin detaylarına yönelik bir kitap ararsanız, başkalarının tavsiye ve fikirlerini yazdığı kitapları okuyabilirsiniz. Kısacası, tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok.
3. Kime sorabilirim?
Buraya kadar problem çözümüne yönelik bir fikriniz gelişmediyse, bir sonraki aşama kimse sorabileceğinizi düşünmek olabilir. Birilerine fikir danışmaktan çekinmemeniz gerekse de yine de ilk önceliğiniz sormaktan ziyade kendinizin çözüm yolu bulması olmalıdır. Aksi halde problem çözmek için ihtiyacınız olan becerileri geliştiremezsiniz. Aslında herhangi bir probleme çözüm bulmaktan daha değerli olan, sorunu çözebilme becerisidir.
Kişisel Gelişim Arayışında Başarıya Götüren 5 Beceri
Kişisel gelişim arenasında başarılı olmak istiyorsanız şu 5 yeteneğe odaklanmayı öğrenmeniz gerekir. Bunlar:
1. Absorbe etmek
Absorbe etme yeteneği, âdeta her şeyi emebilme yeteneğidir. Pek çok insan sadece yaşadığı günü atlatmayı hedefler. Oysa sizin bu konuda daha iyi bir alternatifiniz olmalı: günden ders almak. Sadece günün üstesinden gelmek değil, ondan mümkün olduğunca fazla şey elde etmek, birşeyler koparabilmek. Bu da absorbe etme yeteneği ile ortaya çıkar. Her bir gün, toplam hayatınızın bir parçasıdır. Bu nedenle günleri ziyan etmemek dikkatli davranmak ve yaşanılan her bir günden neler alabileceğiniz odaklanmanız gerekir. Yaşanılan bir gün içinde alınan tavsiyeler, bilgi, renk, görüş, ses, değer, algı ve daha nicesi zihninize ve size zenginlik katar.
2. Yanıt Vermek
Yanıt verme becerisini, gördüklerinizden, duyduklarınızdan ve duyduklarınızdan etkilenme becerisini geliştirin. Başarı sadece bilgi değildir. Başarı bilgiye verilen cevaptır. Başarı sadece deneyim değildir. Başarı, deneyimle yaratılan duygudur. Hayatımızda, geleceğimizde ve başarımızda çok önemli bir rol oynayan duygusal kısımdır. Hayata tepki vermek, üzücü şeylerin sizi üzmesine izin vermek, mutlu şeylerin sizi mutlu etmesine izin vermek, kafa karıştıran şeylerin sizi şaşırtmasına izin vermek demektir. Zor olan şeylerin sizin için zorluk yaratmasına izin verin. Bu şekilde duygu bankanız gelişecek ve zenginleşecek. Tüm mutluluklarınız veya acılarınız aynı büyüklükte ve etkide değildir. Hepsinin kendine özel bi yeri olacak, buna izin verin – yanıt verin.
3. Yansıtmak / Aksettirmek
Yansıtmayı öğrenin. Düşünmek, bildiklerinizden ve yaşadıklarınızdan daha fazla değer elde etmenin ekstra bir yoludur. Düşünmek aslında bir nevi yaşadıklarımızın üstünden geçmek, yeniden irdeleme fırsatı tanır.
Her günün sonunda sadece birkaç dakikanızı ayırın, eğer yapabiliyorsanız sakin ve yalnız kalabileceğiniz bir yer bulun, ve sadece geri dönüp gün boyunca düşünün. Neredeydin? Ne gördün? Ne duydun? Ne hissettin? Şayet gününüzü yeniden yaşarsanız, size katbekat değer katacaktır. Bitirmek üzere olduğunuz gününüz, geriye dönüp yeniden aksettirirseniz (yaşarsanız) geleceğiniz için daha değerli olacaktır. Berbat bir gün geçirdiyseniz, benzeri hataları yapmamak için dersler çıkartabilir, veya kontrolünüz dışında gelişen durumlar olduysa onlara en doğru tepkiyi nasıl vermeniz gerektiğini bulabilirsiniz. Neler olup bittiğini gözden geçirmek için zaman ayırırsanız, karar verme sürecini gözden geçirirseniz, birlikte olduğunuz kişileri gözden geçirirseniz, yaptığınız eylemleri, aldığınız kararları, hissettiğiniz duyguları gözden geçirirseniz, kısaca tüm yaşadıklarınızı gözden geçirerek, hayatınızı daha değerli hale getireceksiniz.
4. Harekete Geçmek
Hareket etme yeteneğinizi, duygularınız ve bilgileriniz üzerinden geliştirmeye ne dersiniz? Fikirler ve değerler ancak bir hareket varsa disiplinli bir eyleme dönüşebilir. Ancak disiplinli hareket etmek zor olsa da kısa süre içerisinde sizi istediğiniz yere götürebilecek yegane anahtardır. Kendiniz için planladığınız günlük ya da haftalık disiplinli hareketler sayesinde 5 veya 10 yıl sonra kesinlikle istediğiniz yerde olabilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken rotanızı belirlemek ve harekete geçmek.
Tam anlamı ile bilinçli yaşamayan insanlara sorarsanız gün içinde yaptıkları çokta önemli görünmüyor. Ancak daha sofistike ve bireysel bilince ulaşmış insanlar için dünyadaki tüm farkı yaratan eylemler hergün yaptıklarıdır. Okuduğunuz kitaplar, görüştüğünüz ve konuştuğunuz insanlar, gerçekleştirdiğiniz eylemler, günlük olarak yaptığınız aktiviteler, bunların hepsi sizi bir yere götüren yolun birer parçası. Hepimizin arada bir durup, günlük aktivitelerimizin bizi nereye götürdüğüne bir göz atması gerekir. Öğrenme etkinliği, zihin etkinliği, sağlık aktiviteleri, para biriktirme disiplini, kültürel aktiviteler – tüm değerler aktivitelerden gelir. Düzenli & disiplin ile faaliyete sokulan fikirler değer yaratır.
5. Paylaşmak
Paylaşmak, eşsiz bir insanî yetenektir. Özellikle insan deneyimlerinde paylaşmak, elinizdekinin yarısının sizde kalabileceği gibi görünse de, aslında bu bir paradoks. Paylaştığınız şey ne olursa olsun daha fazlası size geri dönecektir. Yani paylaşmakla azalmazsınız. Şöyle düşünün, bir çocuğunuz varken, ikinci bir çocuk sahibi olduğunuzda sevginizi ikiye mi bölmek zorundasınız? Tabii ki hayır. Bunun gibi içsel duygularınızda da paylaşım yoluna giderek aslında kapasitenizi artırabilirsiniz. Diğer yandan paylaşımcı olmanız size farkındalık ve benzersiz bir tutum sağlar. Döktüğünüz her şey size daha fazlası için bir kapasite oluşturur. Bu yüzden bildiklerinizi ve hatta hissettiklerinizi paylaşmaktan kaçınmayın. Hayat yolunda karşınıza çıkan iyi şeyleri paylaşın. Bu zenginlik, başarı, değer görme bile olabilir…
Güzel Bir Şekilde Paylaşmak – İyi Bir İletişim
Söyleyecek güzel bir şeyiniz olsun. Bilmediğinizi anlatamazsınız. Konuşmak hesap ödemek gibidir. Konuşmaya hazır olduğunuzda hesabı ödeyecek sözlü paranızın olduğundan emin olmak istersiniz. Etkili iletişimin çok bilinmeyen yönü: Söyledikleriniz, bildiklerinizin çok küçük bir kısmıdır, buzdağının yalnızca su üstünde görünen kısmı gibi. Hepimiz, bize hızlı bir şekilde bildiklerinden daha fazlasını anlatan insanlar ile kuşatılmış haldeyiz. Ödevinizi yapın. Paylaşacak iyi bir şeyleriniz olsun. Söyleyecek güzel bir şeyiniz olsun.
Etkili ve güzel bir iletişim kurarak paylaşmaya yönelik bazı adımlar:
1. Güzel konuşun
Konuşma dilinin güzelliklerinden biri, anlatmak istediğimizi benzersiz bir şekilde söylemektir. Atatürk, Türkçe ile savaştan çıkmış, bitkin ve yorgun bir millete umut verme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahipti. Yazdığı metinler, yaptığı konuşmalar, dil ve üslup, her taraftan kuşatılmış, yalnız bırakılmış Türk milletine öyle bir umut verdi ki, kısa sürede düşman yenildi. Ama bunun bir parçası dilin yapısı, becerisi, anlatmak istediği şeyleri iyi söyleme armağanıydı. Benzersiz fikirleriniz olabilir, karşı tarafa aynı güzellikte ve heyecan ile anlatamazsanız, maalesef hiç kimse sizinle aynı heyecanı yaşamayacak, fikirlerinizi takdir etmeyecektir.
2. Hedef kitlenizi okuyun
Konuşurken, etrafa bakıp nasıl konuştuğunuzu anlamaya çalışmalısınız. Hitap ettiğiniz kitlenizi okumayı öğrenin. Bunu öğrenmemiz gerekiyor. Konuşan çoğu kişi ne anlattıklarına o kadar kaptırıyorlar ki, hedef kitlesi dinliyor mu, veya dinliyor ama anlıyor mu, anlıyorsa ilgisini çekiyor mu, hiç düşünmüyolar. Sadece söylemek istediklerini en kısa zamanda söylemek için çabalıyorlar. Birşey anlatırken nihai amacımız karşı tarafa kendimizi, ne hissettiğimizi ve heyecanımızı aktarabilmek. Duvara konuşur gibi bir kitle ile karşı karşıya iseniz, belki de kurduğunuz cümleleri daha basit ifade etmeniz gerekiyordur. Veya sıkıldılarsa konunun ilginç taraflarına geçmelisiniz. Dinleyicilerinizin dikkatini kaybederseniz geri kazanmanız çok zor. Her söylediğiniz söz sonrasında kitlenize göz gezdirin, dinliyorlar mı, anlıyorlar mı, sizinle aynı heyecanı hissediyorlar mı? Salonun ön sırası, ortalardakiler ve arka sıralara bir göz gezdirin. Bu bir sanat, bir beceri.
3. Güçlü, dolu dolu söyleyin
Arkasında güçlü duygular barındıran kelimeler anlamı değiştirir. Kelimeler ancak duygu ve inanç ile dolu ise güçlüdü; cesaret, sevgi, aşk, anlayış, farkındalık, sempati, endişe. Söylediklerinize basit kelimelerden daha fazlasını – duygu eklerseniz, inanılmaz etkileri olacaktır. ‘Çorba içmeye gidiyorum’ çok basit bir ifade. Bunu 2 şekilde söyleyin – denemesini yapalım. Bezmiş, yorgun bir şekilde söyleyin. Sonra, sanki yılbaşı büyük ikramiyesi size çıkmış ta, onu söylüyor gibi heyecanla söyleyin. Farkı gördünüz mü?
PAYLAŞIN
O zaman bilginizi paylaşın. Birine sadece güzel bir kitap önererek ne kadar yardım edebileceğinize inanamazsınız. Güzel bir şiir önerin. Bir kelime, bir cümle paylaşın. “Hey, bunu yeni okudum ve sanırım sen de bundan çok şey çıkaracaksın” diyorsunuz. Birisi onu okuyup geri geliyor ve “Hey, bu tavsiye ettiğin okumanın hayatım üzerinde etkisi oldu ve bunu benimle paylaşmana çok sevindim” diyor. Sonra iltifatlar, methiyeler almaya başlarsınız.
İnsanların size “Söylediklerin benim için bir fark yarattı” dediği an inanılmaz bir duygu seli yaşayacaksınız. Ancak aynı geribildirimi almak için binlerce kişinin önünde konuşmak zorunda değilsiniz. Tek yapmanız gereken bir kitap tavsiye etmek veya bir fikir paylaşmak. Biri geri gelir ve “Bu kitap beni hayata bağladı / benim harekete geçmemi sağladu” veya “O sabah kahvaltıda bana söyledikleriniz, vay canına, üstüne uzunca düşündüm ve bazı değişiklikler yapmaya karar verdim” diyor. Fikir paylaşmanın verdiği bu inanılmaz hazzı yaşayabilirsiniz.
Unutma, döktüğün şey daha fazlası için bir kapasite yaratır. Öyleyse bildiklerinizi dökün & paylaşın. Ne hissettiğinizi paylaşın. Yolunuza çıkan iyi şeyleri paylaşarak ilerleyelim. Diğer insanların da aynı iyilikler ile karşılaşmasına vesile olun. Bu, hayatta başarı, zenginlik ve değer oluşturma becerisinin önemli bir parçasıdır.